Bacon’ın “Mağara Putları” diye adlandırdığı bir de ikinci sınıf yanlışlar var. “Çünkü herkesin, doğanın ışığını kırarak yansıtan, rengini değiştiren bir mağarası, bir ini vardır;” bu, insanın yaradılışı ve beslenişi tarafından ya da beden ve zihninin rûh hâli ya da durumu tarafından biçimlenen huyudur. Bazı zihinler, sözgelişi yaradılıştan analitiktir. Her yerde ayrılıklar görür. Bazı zihinlerse yaradılıştan sentetiktir. Her yerde benzerlikler görür. Böylece bir yanda bilimci ve ressam, öte yandaysa şair ve filozof vardır. Aynı şekilde, “bazı eğilimler eski şeylere sonsuz hayranlık gösterir, bazısı da yeniliğe kucağını açar. Pek az kişi ancak Doğru Orta’da durabilir. Ne eskilerin doğru kurduğu şeyleri bozarlar, ne de çağdaşların doğru yeniliklerini hor görürler.” Hakikat taraf tutmaz.
“Sessizliğin dahi / anlatacak öyküsü vardır.”
-JACQUELİNE WOODSON
Tümüyle yalnız olmanın en kötü yanı, herkesin sizi kendi başınıza bırakmasını dilediğiniz onca zamanı düşünmek. Sonra bırakıveriyorlar ve kendi başınıza kalıyorsunuz ve başınız hiç iyi bir yaren değil.
Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun: Bağışla ve unut! Ama kimseye teslim olma, içten ol, telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır.
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.